22 Eylül 1870’de İngiltere’nin Ealing şehrinde “Chattie” lakaplı Charlotte Reinagle Cooper dünyaya geldi. Değirmenci ve fırıncı olan Henry Cooper ve Teresa Georgiana Miller’ın altıncı ve en küçük kızıydı. 

1872’de başlayan Kadınların Oy Hakkı hareketinin içinde büyüyen Charlotte Cooper, çok küçük yaşta tenise ilgi duymaya başladı. Bunu fark eden ailesi, üçüncü yaş gününde ona bileklerine kadar uzanan Viktorya tarzı bir etek ve bir raket hediye etti. Kızlarının raketini elinden bırakmadığını ve uyurken bile Viktorya tarzı tenis eteğini giydiğini gören aile, onu Ealing Tenis Kulübü’ne yazdırdı. Gençliğini Londra’daki Ealing Lawn Tenis Kulübü’nde geçiren Charlotte, kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekti ve birçok koç onu eğitmek için sıraya girdi. Kulüpteki ilk antrenörleri H. Lawrence ve Charles Martin’di. Fakat asıl dönüm noktası, ülkenin en iyi tenisçisi olan Harold Mahony’nin onu eğitmeyi kabul etmesiyle başladı. Mahony, Charlotte’un sadece fiziksel değil, zihinsel oyununu da geliştirmeye odaklandı. Bu durum ileride Charlotte’nin işitme engelli olmasıyla birlikte daha çok ön plana çıkmasını sağlayacaktı. Bu isimlerin katkılarıyla Charlotte, teniste emin adımlarla ilerledi. Uzun Viktorya elbiselerin hareket kısıtlamasına rağmen, Charlotte kadın sporunun geleceğinin önünü açmaya yardımcı oldu. İlk Olimpiyat şampiyonu olma başarısı ve etkileyici kariyeriyle, sporun erkek egemenliğinde olduğu bir dönemde ön plana çıktı. Çocukluğundan beri “agresif” bir tenisçi olarak bilinen Cooper, o dönemde nadir görülen bir şekilde fileye çıkarak topa hücum ederdi. Sporda voleyi ilk kullananlardan biri olması ve yüzyılın başında topu başının üzerinden servis atmasıyla tanınırdı. Hücum yeteneği, filedeki hızlı tepkileri ve baş üstü servisleri ile kısa sürede ülke çapında ün kazandı. Sahada hep sakin, istikrarlı ve tutarlı bir oyun sergilerdi. Uzun boylu, ince ve zarif olmasına rağmen aldatıcı derecede güçlüydü. Tenis oynayamadığı kış aylarında koşu, yürüyüş ve hokey ile formda kalıyor, yaz aylarında ise sadece iki raketi ile antrenman yapıyordu. Yağmurlu havalarda eski, maçlarda ise yeni bir raket kullanmayı tercih ediyordu.

14 YAŞINDA İLK ZAFER

Charlotte Cooper, 14 yaşındayken 1884 yılında ilk kulüşampiyonluğunu kazanarak yarışmalara katılmaya başladı. Bu zafer, hayatında bir dönüm noktası olarak yer aldı. 

Yıllar sonra Ealing’deki ilk zaferini anlatan Cooper, o günü şu şekilde anlatmıştı:

“14 yaşında ilk şampiyonluğumu kazanmak hayatımda çok önemli bir andı. Gururlu annemin en güzel kıyafetlerimi giydirdiği cumartesi öğleden sonra finalde oynamak için kulübe koştuğumu ve hiçbir tereddüt göstermeden kazandığımı ne kadar iyi hatırlıyorum… Bu, hayatımın ilk gerçekten önemli maçıydı.”

Bu zafer, Charlotte’a teniste ne kadar başarılı olabileceğini gösteren bir kanıt oldu. Kendine olan güvenini ve kararlılığını pekiştirdi ve onu daha büyük başarılara itti.

Genç kadın tenis oynayarak bir deha haline geldi, bu yüzden ilk ödülünü 1892de 22 yaşında alması şaşırtıcı değildi.

WİMBLEDONIN EFSANEVİ TENİSÇİSİ

23 yaşındayken İlkley Turnuvasında ilk büyükler şampiyonluğunu kazanan Cooper, gözünü Wimbledon’a dikti. Bu dönem de her maç için Ealing’deki evinden Wimbledon’a bisikletle gidip tahta raketlerini sırtında taşıdığı rivayet edilir. 1893’te ilk kez katıldığı Wimbledon’da yarı finalde elense de, iki yıl sonra ilk zaferini elde edecekti.

Bingley ile çekişmeli bir rekabete giren Cooper, 1895 ve 1896’da Wimbledon’ı kazandı. Mükemmel bir çiftler oyuncusu olan Cooper, 1894-1898 yılları arasında Harold Segerson Mahony ve 1900’de Hugh Laurence Doherty ile All England karışık çiftleri kazandı. 1896’da unvanını korudu ve Helen Jackson Atkins’i yenerek ikinci kez Wimbledon şampiyonu oldu. Nadir kullanılan hücum net oyunuyla izleyicileri büyüledi. O zamanlar prestijli olan İrlanda ve İskoçya Şampiyonaları’nı da kazandı.

1900 Paris Olimpiyatları’na katılmadan önce üç kez Wimbledon şampiyonu olan Cooper, daha sonra iki şampiyonluk daha kazandı. 1908’de 38 yaşındayken elde ettiği son zaferiyle günümüzde hala geçerliliğini koruyan Wimbledon’ı kazanan en yaşlı kişi olma rekorunu kırdı.  

1902’de Muriel Robb’a karşı oynadığı maç, 53 oyunluk bir mücadeleyle o zamanki en uzun tek kadınlar finali rekorunu kırdı. 1901’de Wimbledon’ı kazanan Cooper, 1902’de İsviçre Şampiyonası zaferini de ekledi. 1907’de dördüncü Wimbledon finalini kazanan Cooper, toplamda 11 kez finale yükseldi. En büyük zaferlerinden biri, 1907’de 20 yaşındaki Amerikalı yıldız May Sutton’ı yenmesiydi. 1908’de Wimbledon’da kazandığı beşinci zaferle Charlotte Cooper, 32 yıl 282 günle turnuvayı kazanan en yaşlı kişi olma rekorunu kırdı. 37 yaşındaki Cooper, finalde Agnes Morton’u yenerek son Wimbledon şampiyonluğunu elde etti. Yedi yıllık bir aradan sonra unvanı tekrar kazanması ve bunu yaparken 1903-1919 yılları arasında Wimbledon’da büyük bir yer edinen Dorothea Lambert Chambers’ın bir İngiliz oyuncuya karşı aldığı tek yenilgiyi yaşatması dikkate değer bir başarıydı.



PARALİMPİKLERİN ÖNCÜSÜ


Başarılarının sınırı olmayan Cooper, 1895-96 sezonunda 26 yaşındayken İrlanda Şampiyonası’nda tekler, çiftler ve karma kategorilerinde zafere ulaşarak üçlü taç kazandı. 1896’da Mahony ile, 1899 ve 1900’de ise Reginald Frank Doherty ile İrlanda karma yarışını kazandı. Zamanla işitme duyusunun azalmaya başlaması ve bu nedenle teniste topların sesini duymamasına rağmen 12 tekler ve çiftler kupasının yanı sıra Olimpiyat Oyunları’nda da altın madalya kazanmaya devam etti. Başarısı, onu Olimpiyat altın madalyası kazanan ilk kadın ve engelli sporcu olarak tarihe geçirdi. Bu onun sadece Olimpiyatlarda zafer kazanan ilk kadın değil, aynı zamanda Paralimpik Oyunları’nın başlamasından yaklaşık 60 yıl önce engelli olarak bunu başaran ilk kadın ünvanına da sahip olduğu anlamına geldi. 

Uluslararası Tenis Onur Listesi’nde de belirtildiği gibi, rakibin şutunun hızını fark etmede dezavantajlı olmasına rağmen bu başarıyı elde etmesi onun için kolay olmasa da, izleyiciler için oldukça etkileyiciydi.


ANTİK YUNANDAN 1900 PARİS OLİMPİYATLARA



Antik Yunan’da M.Ö. 776’da düzenlenen ilk Olimpiyat Oyunları’nda kadınların müsabakalara seyirci olarak bile katılmasına izin verilmiyordu. Modern çağda da 1896 Atina Olimpiyatları’nda, klasik geleneğe ve tamamen erkek sporculara saygı gösterilmesi istendiği için kadınların katılımına izin verilmedi. Mitolojide ise Yunan maraton koşucusu Melpomene’nin, gayrı resmi olarak erkekler yarışını tek başına koşarak tamamladığına dair bir efsane yer alır. Aradan geçen yüzyıllara rağmen, kadınların oy hakkının henüz verilmediği bir dönemde, Cooper’ın 1900 Olimpiyat Oyunları’na dahil edilmesiyle spor tarihindeki yeri sağlamlaştı. Bu, Charlotte Cooper’ın zirveye tırmandığı döneme denk gelmişti.

1900’de, Paris’te hem 2. Yaz Olimpiyatları hem de Dünya Fuarı vardı. 20. yüzyılın ilk ayları Fransızlar için mükemmel geçiyordu. Zira Japonya’nın çiçek bahçeleri, İspanya’nın sahilleri, Trans-Sibirya Ekspresi ve Elektrik Sarayı gibi birçok önemli yapıyı bir araya getiren Paris Dünya Fuarı ve olimpiyat tarihinin ilk kadın şampiyonunu çıkaracak olan Les Concours Internationaux D’exercicesphysiques et de Sports (“Uluslararası Fiziksel Egzersiz ve Spor Yarışmaları) olarak da bilinen 1900 Paris Olimpiyat Oyunları aynı zaman diliminde yapılıyordu. Charlotte Cooper, hem endüstri hem de sosyal dünyanın değiştiği bu dönemde tarihe geçen kadın kahramanlardan biri olacaktı. Kariyerinin doruk noktasındaydı ve artık Paris Fuarı’nın bir parçası olarak düzenlenen modern olimpiyat tarihinde ilk kez kadın sporcular yer alacaktı.

Olimpiyatları, “Erkek sporcuların katıldığı, belirli aralıklarla yapılan, kadınların da alkışlarıyla katılım gösterebileceği, ciddi bir spor festivali” olarak tanımlayan ve kadınların oyunlara katılımına karşı çıkan modern olimpiyat kurucusu Pierre de Coubertin’e rağmen; 1900 Paris’te Oyunlar Mayıs ayı ortası ile Ekim ayı sonu arasında gerçekleşti. Buna rağmen bu yeterli değildi elbette. Çünkü, 22 kadın sporcu tüm yarışmacıların %2’sini temsil ediyordu. Ve kadınlar ilk kez tenis, golf, kriket, balıkçılık, binicilik, okçuluk, yelken, top ve can kurtarma branşlarında yarışarak Olimpiyat sahnesinde yer alıyorlardı. Temmuz ayında düzenlenen tenis turnuvası, Seine nehrinin ortasındaki Puteaux’nun kırsal çevresine kurulan toprak kortlarda gerçekleştirildi. 11 Temmuz’da tek kadınlar tenis finalinde Charlotte Cooper ve Helene Prevost, Puteaux’un toprak kortunda yer alan isimlerdi. Maçı kazanan isim modern dönem olimpiyatlarının ilk kadın şampiyonu olacağı için tarihe geçecekti. Cooper, Olimpiyatlarda Büyük Britanya’yı temsil ettiğinde zaten üç kez Wimbledon şampiyonu olmuştu. File oyununa giden, teknik ustalığıyla ve agresifliğiyle dikkatleri çeken Cooper rakibini set vermeden mağlup etti. 6-11 Temmuz tarihleri arasında Charlotte Cooper tek kadınlarda Reginald Frank Doherty ile beraber karışık çiftler şampiyonluğunu HS Mahony ve Mlle Prevost’a karşı yarışarak 6-2, 6-4’lük karma unvanını da kazanarak tüm maçları üst üste kazandı ve yarı finalde Amerikalı Marion Jones’u 6/2, 7/5, ardından 11 Temmuz’da finalde Fransız Hélène Prévost’u 6/1, 6/4’lük setlerle yenerek Olimpiyat tenis şampiyonu unvanını alan ilk kadın oldu. Charlotte Cooper, bireysel bir etkinlikte adını Olimpiyat listesine kaydeden ilk kadın olduğu için bu tarihi bir andı! Üç maç ve üst üste üç galibiyet – ve bu zaferler sayesinde Charlotte Cooper, Olimpiyatların ilk kadın bireysel altın madalyasını aldı. 1900’de tenis şampiyonları da dahil olmak üzere kazananların çoğu madalya almadı, bunun yerine kupa veya kupalar verildi. Olimpiyat madalyaları 1904 Olimpiyatlarına kadar tanıtılmamış olsa da, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Cooper’a teklerde ve karışık çiftlerde kazandığı için geriye dönük olarak iki altın madalya verdi.

CHARLOTTE COOPER STERRYNİN ETKİSİNDE BİR AİLE

Charlotte, 1901’de dördüncü kez Wimbledon Kadınlar şampiyonluğunu kazanarak Olimpiyat başarısını sürdürecekti. Charlotte, 32 yaşına geldiğinde 12 Ocak 1901’de Alfred Sterry ile evlendi. Charlotte, 1908’de son Wimbledon zaferini yaşadığında iki çocuk annesiydi. Tenis ayrıca çiftin iki çocuğunu da ele geçirdi. Kızları Gwen hem Wimbledon’da hem de Wightman Kupası’nda (Büyük Britanya ile Amerika Birleşik Devletleri arasında düzenlenen kadınlar için bir takım tenis yarışması) Büyük Britanya’yı temsil eden başarılı bir oyuncu oldu. Wightman Cup tenis takımında oynuyordu. Gwen’in kocası Max Simmers, İskoçya takımında birden fazla ragbi şampiyonuydu ve torunu Brian da ragbide çok başarılıydı. En büyük oğlu Rex, 60’lı ve 70’li yıllar arasında Wimbledon turnuvasını düzenleyen All England Tenis Kulübü’nde 15 yıl boyunca Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Her iki çocuğu da sporda kariyer yapmaya devam edecekti. 

CHARLOTTE COOPER’IN SON YILLARI VE MİRASI

19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında teniste önemli bir figürdü Charlotte Cooper. Tenise olan tutkusu ve etkileyici başarıları, onu sporun en ilham verici hikayelerinden biri haline getirdi. 1895’te ilk Wimbledon şampiyonluğunu kazandı ve 1908’e kadar toplamda beş kez bu başarıyı tekrarladı. 1900 Paris Olimpiyat Oyunları’nda ise teniste altın madalya kazanan ilk kadın sporcu oldu. Bu başarısı, dünya çapında tanınmasını ve tenisin popülaritesinin artmasına katkıda bulundu. 1910 yılında profesyonel tenis kariyerini sonlandırmasına rağmen, Cooper spora olan bağlılığını sürdürdü. Genç tenisçilere eğitim verdi, turnuvalarda jüri üyeliği yaptı ve sporun her seviyesinde aktif rol aldı. Tenisin sadece bir oyun olmadığını, aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir tutku ve bir aile geleneği olduğunu savundu. Cooper, sadece başarılarıyla değil, aynı zamanda karakteri ve spora olan saygısıyla da tanınıyordu. Onun izinden giden birçok sporcu, prensiplerine ve azmine hayranlık duydu. Teniste kadınların öncü isimlerinden biriydi Cooper. Kadınların spor yapma hakkını savundu ve sporda eşit haklara sahip olmalarına katkıda bulundu. Onun gibi güçlü ve kararlı kadınlar, spor dünyasında eşitlik ve adalet için mücadeleye ilham kaynağı oldu. Tenise olan tutkusu, başarıları ve karakteriyle sporda unutulmaz bir iz bıraktı. Hem sporun gelişmesine hem de kadınların spor alanındaki yerinin güçlenmesine önemli katkılarda bulundu. 1966’daki ölümüne kadar Charlotte Cooper, Wimbledon ve diğer tenis turnuvalarını takip etmeye devam etti. Emekliliğinde yeni nesil tenisçilerin gelişimine büyük ilgi gösterdi ve 90’lı yaşlarına kadar Wimbledon şampiyonalarında düzenli olarak görüldü. Olimpiyatlarda kadın sporunun gelişmesine öncü olan ve Wimbledon’ın Merkez Kort’ta tüm zamanların en iyilerinden biri olarak kabul edilen Cooper, 10 Ekim 1966’da 96 yaşında İskoçya’da vefat etti. Geride, tarihe damgasını vuran bir miras bıraktı. 

Beş Wimbledon şampiyonluğu, arka arkaya sekiz final – 90 yıl boyunca kırılamayan bir rekor – ve tarihin en yaşlı şampiyonu ünvanı ile Cooper, zekası, zarif tarzı ve elindeki güvenilir raketiyle tanındı. Oyunun tutkulu ve çalışkan bir efsanesiydi. 

Ne yazık ki, Cooper’ın Uluslararası Tenis Onur Listesi’ne alınması ölümünden 47 yıl sonra 2013’te gerçekleşti. Bu gecikmiş ödül, Cooper’ın tenise yaptığı olağanüstü katkılara ve spora olan sarsılmaz bağlılığına bir saygı duruşudur.

KAYNAKLAR:

 https://blogs.20minutos.es/quefuede/2014/10/03/quien-fue-charlotte-cooper-la-primera-mujer-campeona-olimpica-de-la-historia/
 https://www.barcalcio.net/charlotte-cooper-la-prima-donna-vincere-loro-alle-olimpiadi-moderne/
 https://www.teamgb.com/article/charlotte-cooper-the-original-trailblazer-of-womens-tennis/PFWDdf3Zq306yiPqsw6VA

https://miradordeatarfe.es/?p=42341
 https://overtimefestival.it/parigi-1900-cooper-giovane-timoniere-olandese/
 https://leftfootforward.org/2012/07/charlotte-cooper-worlds-first-female-olympic-champion/
 https://yourstory.com/2016/08/charlotte-cooper-first-female-olympic-gold-winner

https://www.playingpasts.co.uk/articles/gender-and-sport/british-women-olympians-1900-1912-hidden-from-history/
 https://www.buonenotizie.it/misc/sport/2020/12/17/le-donne-alle-olimpiadi-una-parita-quasi-raggiunta/pittoni/
 https://olympics.com/fr/athletes/charlotte-cooper

https://ge.globo.com/olimpiadas/noticia/2016/07/da-artista-de-circo-campea-surda-23-pioneiras-olimpicas-de-paris-1900.html
 https://blogstartsports.com.br/genios-do-esporte-charlotte-cooper-a-primeira-mulher-de-ouro-das-olimpiadas/

https://zatsugaku-company.com/first-female-medalist/

https://web.archive.org/web/20201203172713/http://www.heroescentre.co.uk/hall-of-fame/sport/sport-charlotte-cooper-sterry/

https://web.archive.org/web/20150402161657/http://www.wimbledon.com/en_GB/news/articles/2013-06-29/201306171371466343940.html

https://web.archive.org/web/20200417235336/https://www.sports-reference.com/olympics/athletes/co/charlotte-cooper-1.html

https://www.olympedia.org/athletes/45
 https://www.historia.com/magazine/charlotte-cooper-la-primera-mujer-ganar-unos-juegos-olimpicos/

https://www.eurosport.com.tr/tenis/olimpiyat-altinli-ilk-kadin-tenisci-charlotte-cooper-kuzey-kilic_sto7470113/story.shtml

https://olympics.com/en/athletes/charlotte-cooper

https://www.tennisfame.com/hall-of-famers/inductees/charlotte-cooper-sterry

https://www.teamgb.com/article/charlotte-cooper-the-original-trailblazer-of-womens-tennis/PFWDdf3Zq306yiPqsw6VA

https://www.teamgb.com/article/125-years-of-british-olympians-part-one-1896-1936/2vl7pqWmsYSdPLs2ElXZg4

https://www.lta.org.uk/news/history-makers-charlotte-cooper/

https://www.encyclopedia.com/women/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/cooper-charlotte-1871-1966
 https://blog.britishnewspaperarchive.co.uk/2021/07/26/celebrating-britains-early-women-olympians/

https://www.sterryworldwide.com/Biographies%20and%20Authorship/charlotte2.htm
 https://www.sportscrunch.in/olympichistory-the-first-lady-of-olympics-charlotte-coope/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Haberlere Göz Atın

Onların Yarışı Daha Zor: Endometriozis Savaşçısı Kadın Sporcular!

Tüm dünyada 200 milyon kadını etkileyen, en ciddi iş gücü kaybı ve…

Kadın Futbolunun Kurucusu: “Nettie Honeyball”

19. yüzyılda İngiltere’de doğan modern futbolun başlangıçta kadınlar için uygun olmadığı düşünüldü.…

Kadın Yarışabilir Mi? Pierre Coubertin Alice Milliat’a Karşı

İlk Modern Olimpiyat, 6-15 Nisan 1896 tarihleri arasında Atina’da Uluslararası Olimpiyat Komitesi…

Yalnızca Futbolun Değil LGBTİ Haklarının da Öncüsü: Megan Rapinoe

Spor ve LGBTİ+ hak savunuculuğu dediğimizde neredeyse herkesin aklına ABD’li futbolcu Megan…