Süper Lig’deki Sivasspor-Fenerbahçe maçında erkek futbolcuların taşıdığı “Doğal olan normal doğum” pankartı, spor camiasında ve kamuoyunda tartışma yarattı. Kadınların doğum tercihleri gibi kişisel bir konuda futbol sahasından verilen mesaj, sporcular, sporseverlerden ve kadın hakları savunucularından tepki gördü.
Kadın bedenine dair bu tür mesajların sporcular üzerinde nasıl bir etki yarattığını sormak üzere, üç kadın sporcu Neyran Elden, Müge Daştan ve Yağmur Yiğit ile konuştuk.

“Kadın bedeninin üzerinde herkesin söz hakkı sahibi olduğunu düşünülmesi beni çok rahatsız ediyor.”
Milli bisiklet sporcusu Neyran Elden, pankartı ilk gördüğünde şaşırmadığını belirtti. Elden, hem bir sporcu hem de bir kadın olarak bu mesajın spora taşınmasından büyük rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
“Pankartın spora taşınmasından dolayı çok rahatsızlık duydum ama taşındığı spor dalı zaten erkek egemenliğinin sembolü. Türkiye’de çoğu spor dalı böyle ama futbol özelinde bu pankartla birlikte bir hayal kırıklığı yaşadım. Bir kadın olarak da zaten kadın bedeninin üzerinde herkesin söz hakkı sahibi olduğunu düşünülmesi zaten beni çok rahatsız eden bir durum.” dedi.
Elden, daha önce kamu spotları üzerinden de benzer tartışmaların yaşandığını hatırlatarak, “Bu mesajla sporun erkek egemen yapısı bir kez daha görünür oldu. Kadınların üzerinde söz hakkı olduğunu düşünen kamuoyunun ve bazı sporcuların bu yöndeki çabasını gösterdi.” diye konuştu.

“Kadına ve kadının bedeni üzerindeki özgürlüğüne dair her mesele siyasidir.”
Bir spor kulübünün bu tarz bir mesaj vermesini doğru bulmadığını söyleyen Elden, bunun siyasi bir tutum olduğunu düşündüğünü ifade etti: “Kadına ve kadının bedeni üzerindeki özgürlüğüne dair her mesele siyasidir. Spora bu tarz mesajlarla yön verilmesini doğru bulmuyorum ama ülkemizde ne yazık ki çoğu spor kulübü bu tarz girişimlerde bulunabiliyor.”
Bu tür mesajların yalnızca kadın sporcular değil, tüm kadınlar üzerinde baskı yarattığını vurgulayan Elden, “Bu bir sağlık meselesidir ve öyle kalmalıdır. Doğum yapıp yapmamak ya da nasıl yapacağı kadının ve doktorunun kararıdır. Söz hakkının erkeklerde olmadığını düşünüyorum ve bunun da kesinlikle bir baskı unsuru olarak kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Kadınların doğum tercihlerine dair kamuya açık alanlarda mesaj verilmesini de doğru bulmadığını söyleyen Elden, “Kadın doğum yapabilir ya da yapmayabilir; çocuk sahibi olmak isteyebilir veya istemeyebilir. Bu tamamen onun tercihidir. Normal doğum ya da sezaryen gibi konular tartışmaya kapalıdır; bu karar yalnızca sağlıkla ve o günün koşullarıyla ilgilidir. Ancak görüyoruz ki, bu tercih üzerinden kadına suçluluk, sorumluluk ya da topluma karşı borç duygusu yüklenmeye çalışılıyor. Her zaman söylediğimiz gibi, bu da kadınlar üzerinde baskı kurmak için atılan yeni bir adım. Kadınlar üzerinde kurulan her adım gibi.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de sporda kadınların verdiği mücadeleye de dikkat çeken Elden, “Zaten sporda kadın olmak başlı başına mücadele. Örneğin bisiklet branşında kadın yarışları sık sık iptal ediliyor. Kadın yarışçı sayısı çok az. Geçtiğimiz günlerde ikinci etap bir yarış kadınlar için rota zor olduğu ve güvenlik güçleri tarafından güvenliğin sağlanamayacağı gerekçesiyle iptal edildi.” dedi.
Sporun toplumsal mesaj verme gücünün olduğunu ancak bunun kapsayıcı ve birleştirici mesajlarla yapılması gerektiğini ifade eden Elden, şunları söyledi: “İklim değişikliği, barış ve demokrasi gibi alanlara dair mesajlar sporda anlamlı olabilir. Ama cinsiyetin kendi bedeni üzerindeki kararı gibi konular toplumsal değil, bireysel meseledir. Bu çizgiye dikkat edilmeli.”

“Erkek futbolcuları hem ilgilendirmez hem de bu konuda bilgileri çok sınırlıdır.
Koşucu Müge Daştan, pankartı gördüğünde önce şaşırdığını, ardından sinirlendiğini ifade etti. “Kendi oğlum sezaryenle doğdu ve bu muhabbeti neden o gün yaptıklarını da tam anlayamadım. Belki toplum tepkisini gerçek gündem den başka bir yere çekmek istediler diye düşündüm.” dedi.
Bir spor kulübünün bu tür bir mesaj vermesini “son derece saçma ve yersiz” bulduğunu belirten Daştan, “Sporcuları birileri kullanmak istemiş, kameralara çıkması sağlanmış.” yorumunda bulundu.
Doğum tercihleri üzerinden verilen bu tür mesajların kadın sporcular üzerinde baskı yaratıp yaratmayacağı sorusuna ise Daştan, “Baskı yaratırsa Afganistan veya İran olmuşuzdur. Şu anda baskı yerine öfke yaratıyor.” sözleriyle yanıt verdi.
Kadınların doğum tercihlerine ilişkin kamuya açık alanlarda yönlendirici mesajlar verilmesini “yanlış ve saçma” olarak değerlendiren Müge Daştan, pankartın “bireysel tercihlere müdahale” amacı taşıdığını düşündüğünü söyledi.
Mesajın bir erkek futbol takımı tarafından verilmesini ise ayrıca eleştiren Daştan, “Alakasız. Erkek futbolcuları hem ilgilendirmez hem de bu konuda bilgileri çok sınırlıdır.” ifadelerini kullandı.
Sporun toplumsal mesaj verme rolü olup olmadığına dair soruya ise, “Olabilir ama mesaj verenin alanı ile sınırlı olursa kabul edilir.” yanıtını vererek spor alanındaki mesajların doğrudan ilgili olduğu konularla sınırlı kalması gerektiğini vurguladı.

“Kadının bedeni üzerinden sosyal mesaj vermeye kalkmak hadsizliktir”
Voleybolcu Yağmur Yiğit, kadın bedeni üzerinden yürütülen gündem değiştirme çabalarını eleştirerek, “Bu pankartı hiçbir kadının ciddiye aldığını düşünmüyorum; çoğumuz sadece gülüp geçtik.” dedi.
Yaşananları bir “provokasyon” olarak nitelendiren Yiğit, “Depremde, yangında, hayvan katliamlarında, çocuk istismarlarında, kadın cinayetlerinde nasıl sessiz kalınıp gündemi farklı şeylerle değiştiriyorlarsa bu da aynı yöntemle gündem değiştirme çabasıdır.” dedi. “Aslında sporun ve sporcuların siyasete alet edilmesine” tepki gösterdiğini söyledi. Erkek futbolcuların bu konuda fikir sahibi olduğunu düşünmediğini belirten Yiğit, “Sadece onlara o pankart tutuşturuldu ve onlar da tuttu.” dedi.
“Bu pankart hiçbir kadının hayatında bir şey değiştirmez”
Sezaryenle dünyaya geldiğini paylaşan Yiğit, doğum tercihlerinin yalnızca kadının ve doktorunun karar verebileceği özel bir alan olduğunun altını çizdi: “Ben nasıl doğuracağıma kendim karar veririm. Bunun üzerine konuşabilecek tek kişi doktorumdur, ona da bizlerin izin verdiği kadardır. erkek futbolcular değil.”
Yağmur Yiğit, sporda toplumsal meselelerin görünür kılınabileceğini ancak bunun doğru konularla yapılması gerektiğini vurguladı: “Kadına ve hayvana şiddet, çocuk istismarı gibi evrensel meselelerde farkındalık yaratmak değerlidir. Ama bu pankart gibi bireysel tercihlere müdahale eden mesajlar hadsizliktir.”
Kadın sporcuların bu tür açıklamalardan etkilenmediğini de sözlerine ekleyen Yiğit, “Hiçbir kadın sporcu bu pankartı görüp doğum şeklini sorgulamadı. Antrenmanına devam etti.” dedi.
“Önce kadınlara ve çocuklarına zarar verilmesini engelleyen bir ortam yaratın”
Yağmur Yiğit, doğum sonrası kadınların karşılaştığı şiddet, yoksulluk ve sistematik eşitsizliklere dikkat çekerek, “Bunlar çözülmeden kimse doğum şeklim üzerinden toplumsal mesaj vermeye kalkmasın. Devlet önce doğan çocukların satılmadığı, öldürülmediği, kadınların ve hayvanların şiddet görmediği bir ülke yaratılsın. Sonra ben nasıl doğuracağıma kendim karar veririm.” diyerek eleştirilerini sürdürdü.
Kadın sporcuların tepkileri, sporun toplumsal mesajlar verirken bireysel haklara saygılı olması gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.

Bu proje Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla FemSport’a aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.