Türkiye’de ilk kadın Amerikan Futbolu başhakemi olmayı başaran Begüm Kübra Tokyay ile zoom üzerinden bir araya geldik. Spor kariyerine rugby oyunculuğu ile giriş yapan ve sonrasında bayrak futbolunda (Flag Football) da oynamaya başlayan Begüm Kübra Tokyay, Amerikan futbolu hakemliği konusunda da Türkiye’de bir ilk olmayı başarmış. Tokyay ile spora nasıl başladığını, kadın hakem olmanın zorluklarını ve rugby, Amerikan futbolu ve bayrak futbolunun Türkiye’deki gelişimini konuştuk.

Bayrak futbolu ve rugby oynamışsın, aynı zamanda Amerikan futbolu hakemisin. Hakemliğe geçmeden önce oyunculuk kariyerinden bahsedelim istiyorum. Nasıl başladın ve neler yaptın?

Ben 2016’da Başkent Üniversitesi’nde biyomedikal bölümünde son sınıf öğrencisiyken rugby’le tanıştım. ODTÜ’de bir maç izledim ve ‘işte bu benim sporum, ben bunu yapmalıyım’ dedim.  Daha sonra üniversitede bayrak futbolu takımının kurulacağını duydum. Bu takımın içerisinde ben de bulunmak istedim. Başkent Üniversitesi’nin Lady Knights bayrak futbol takımının kurucu ekibi içerisinde yer aldım. İlk turnuvalarımız çok yüksek enerjili ve güzel geçti. Her ikisini yaklaşık 4 sene boyunca oynadım fakat sonra bayrak futbolu oynamaya devam ettim. Araya pandemi girdiği dönemde hiç turnuva olmadı.

Hakemliğe nasıl başladın?

2016’da bayrak futbolu oynamaya başladığımda Amerikan futbolu eski oyuncularından birkaç abimiz hakemlik de yapıyordu. Onların yönlendirmesiyle bir hakemlik kursuna başvurdum ve hakemliğe başladım. 2016’dan bu yana hakemlik yapıyorum. Yaklaşık 6 senedir erkek liginde yapıyorum. Tabii kadınlar ligi yok. Olması için de çok çalışmalar var. Bu sene ilk defa üniversite ligi yapılacak.

Oyunculuğa devam ediyor musun?

Evet. Koç Üniversite takımında devam ediyorum. Üniversite liginde oynayamıyorum maalesef. Orada sadece lisans öğrencileri oynayabiliyor, bense şu an doktora yapıyorum. O sebepten oynayamıyorum. Ama pro lig gibi özel turnuva çalışmaları yapılacak onlarda oynayacağım.

Bu 3 farklı branşla aynı anda ilgileniyor olmak zor değil mi? Birbirine benziyorlar ama farklı oldukları da çok nokta var.

2020 yılında ben rugby oynamayı bıraktım.  O sebepten rugby’le uğraşmıyorum. Amerikan futbolu da zaten flag futbolu olarak kadınların oynadığı bir spor. Amerikan futbolunu sadece hakemlik olarak gördüğüm için çok ayrı. Ama flag futbolunda da oynuyorum. Hatta benim ilk başladığımda flag futbol 7’ye 7 oynanıyordu. Artık 5’e 5. Anadolu bölgesinde hala 7’ye 7 oynayanlar var ama biz İstanbul’da 5’e 5 oynuyoruz. Yeni bir sporla tanışmış gibi oldum. Çünkü hiç darbesiz sadece topu alan kişinin koştuğu değişik bir spor. Ben genelde hep darbeye yönelik oynadığım için bazen kendimi tutmakta zorlanıyorum ama genel olarak hıza ve atikliğe dayalı bir spor.

Begüm Kübra Tokyay, Tekirdağ ile Bandırma arasında oynan maçta başhakem olarak ilk kez sahne almış. Bu maç ile Tokyay Türkiye’de Amerikan Futbolunda başhakemlik yapan ilk kadın olmayı da başarmış.

Amerikan futbolunda ilk Türkiyeli kadın başhakem olmuşsun. Tebrik ederim öncelikle. Hakem olmaya nasıl karar verdin? Daha önce herhangi bir kadın hakem olmamış mıydı?

Kadın hakemler var aslında. Yaklaşık 10 kadın hakem olmuştur. Ve yeni adaylarda gelmesiyle birlikte daha da artıyor tabii. Ama Amerikan futbolu Türkiye’de oynanmaya başladığından beri hiç başhakem olmamış. Maçları bir 7 kişi yönetiyorduk. 2019 yılından beri 5 kişi yönetmeye başladı. Bu sebeple merkez hakem kurulunun da değişiklikleri oldu. Biraz hakem sayısı da azaldı. Çok iyi kadın hakemler vardı ama bırakanlar oldu. Bu sebeple başhakemliğe gitmeden çoğu yarıda kalmış oldu. Ben de 2016 yılından beri, çok sevdiğim için hakemlik yapmaya devam ediyorum. Çünkü çok büyük bir kural kitabı olan karmaşık bir spor. Her hareketin kural içerdiği bir spor olduğundan dolayı aslında bu gururu yaşadığım için çok mutluyum. Tekirdağ’daki ilk maçımda çok heyecanlıydım ve benim için büyük bir gururdu. İki takımdan da çok iyi geri dönüşler de aldım. O yüzden çok mutluyum. Umarım bundan sonraki süreçte daha fazla kadın başhakem olur. Çünkü bence kadınların disiplinli çalışmasının yanı sıra bu sporu öğrendikten sonra çok iyi yönetebileceklerini inanıyorum.

Kadın antrenörler var mı peki?

Yani ben rastlamadım hiç. Sanırım geçen senelerde Bahçeşehir’i çalıştıran Sema vardı ama o da artık çalıştırmıyor. Bildiğim kadarıyla şu an faalde yok.

“En Çok Zorluğu Hakemlikte Yaşadım”

Bu üç branş da aslında ezberleri bozan sporlar. ‘erkek spor’ kabul edilen sporda var olanlar ezber bozuyor. Kadın olarak bu alanlarda var olmanın zorlukları var mı?

Var tabii ki. Bunu en çok hakemlikte yaşadım. Çünkü rugby’de zaten hep birlikte kadın takımı olduğumuz için bu kadar baskıya uğramıyoruz. Ama hakemlikte uğradığım oldu. Kadın olmam sebebiyle pozitif ayrımcılığa da uğradım. Bu da hoşuma gitmedi. Ama kural bilgisizliğim çok sorgulandı. Maalesef işte hep erkeklerin yönettiği, erkeklerin olduğu bir spor. Maçlara 50 erkek bir takımdan 50 erkek biri takımdan toplam 100 erkek çıkıyor. 20 tane de antrenör oluyor. Onların arasında bir ben oluyorum sahada. Ve bu çok anormalde karşılandı. İlk başladığımda tabii ki tecrübesizliğim de vardı. Amerikan futbolu çok sert bir spor olduğu için antrenörlerde bir o kadar sert. Bu nedenle kural ihlaline ve doğru yönetilmemeye zaten hiç tahammülleri yok. Benim de tecrübesizliğime geldiği ve bir maçta ağladığım oldu. Çünkü işin içinden çıkamıyorum dedim. Ama o maç sonra benim için dönüm noktasıydı. Daha fazla çalışıp sahada daha dik durmayı öğrendim. Dik durursanız ve işinizi iyi yapıyorsanız size zaten karşı gelme olasılıkları olsa bile siz onu engelleyebiliyorsunuz. Ama dediğim gibi başta problemler yaşadım.

“Hayata Bakış Açım Çok Değişti”

Bir kız çocuğuna rugby’i ya da bayrak futbolunu tavsiye eder misiniz?

Evet. Çünkü birincisi bu bir takım sporu. Takım sporu yapmak, grupla çalışmayı öğrenmek benim hayatımda seçtiğim en iyi şey diyebilirim.  Her gün iyi olmayabiliriz, her gün takım arkadaşımız iyi olmayabilir. Ama biz hep birlikte olduğumuzda iyi olmayı birbirimize destek olmayı öğrendiğimiz bir spor aslında. Özellikle sert sporlarda bir darbe aldıktan sonra takım arkadaşınla göz göze gelip kalktığında gerçekten müthiş hissediyorsun. Çünkü geç saatlere kadar antrenman yapıyoruz. Aramızdaki bağ ailemizle olan bağla ile aynı oluyor. Benim şu an en yakın arkadaşlarım takım arkadaşlarım ve onlara duyduğum yakınlığı hayatım boyunca başkalarına hiç duymamışım. Özellikle rugby’de çok hayatımı değiştiren şeyler oldu. Hayata bakış açım çok değişti. Hatta dövmesini de yaptım. Evet bir acı ve sertlik var ama bir hedef de var. Ve başardığında yaşanan o hazzı anlatamam. Bu bence insanın kişilik özelliğini çok değiştiren ve güzel açıdan yönlendiren bir spor olduğunu düşünüyorum. Evet sert olması biraz insanı tedirgin ediyor ama işin içine girince o darbeyi hiç hissetmiyorsunuz. Ben şimdi düşünüyorum bu sporu nasıl yapmışım. Yani gözlerim morardı kollarım, bacaklarım morarırdı. Ama ben bundan keyif alıyordum. Tabii ki dayak yemek değil keyif aldığım şey. Oraya baktığımda harcadığım emeği, yaptığım başarıyı hissediyordum. İşin içinde zarar da oluyor ama doğru darbe vurmayı, doğru düşmeyi öğreniyorsunuz. O sebeple çok büyük sakalıklar yaşamadım ben hiç.

“En Büyük Problem Destek”

Bu branşlardaki eksikler sence neler? Daha iyi yerlere gelebilmesi için farklı neler yapılabilir ya da yapılan şeyler üstüne neler konabilir?

Birincisi çok fazla destek yok. Yani bir futbol basketbol gibi kesinlikle destek almıyoruz. Çok pahalı sporlar. Özellikle Amerikan futbolunun bütün kıyafetleri inanılmaz pahalı. Bayrak futbolu için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama Amerikan futbolu çok pahalı bir spor. Zaten saha da yok. Koç Üniversitesi, Düzce Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi gibi nadir okullar saha yaptırabiliyor. Ama mesela İTÜ’nün sahası çok eski. Yani çoğu üniversitede saha yok. Destek yok ve izleyici yok. Türkiye’de Amerikan futbolunun izleyicisi hep kendi etrafında. Eğer işte bir kanalla anlaşıp maçların televizyonda verilmesi sağlanırsa bu sporlara olan ilgi çok artacak ve bu sayede de çok gelişecek. Çünkü sponsor gelecek, belediyeler destek vermeye başlayacak. Bu şekilde sahalar yapılacak. Oyuncu sayısı artacak. Bir spor böyle gelişir zaten. Sponsor ya da destek olmadıkça da hiçbir şekilde ilerleyemeyiz. Geçen senelerde birkaç tane Amerikan futbolu maçı verildi. Gerçekten izleyicinin arttığını, tesadüfen başka insanların da izlediğini fark ettim. Biz üniversitedeyken rugby formasını para toplayıp alıyorduk. Okul bile destek vermiyordu. Hala öyle bu arada. Hiçbir okul doğru düzgün destek vermiyor. Televizyonda bu sene Amerikan futbolunun verilmesi için çok uğraşıyorlar. TRT ile konuşuluyor ama maçları 2 saate düşürmelerini istiyormuş. Ama her maç öyle olmuyor maalesef. Cezalar oluyor başka şeyler oluyor uzuyor.

Üniversiteler dışında takımlar var mı?

Var. Mesela Kadıköy Belediyesi’nin rugby takımı var onun dışında Firuzköy var. Hep aslında bir yerden küçük destek alıp kurulan takımlar. Rugby tek topla oynanıyor o yüzden biraz daha hızlı kurulabilen spor. Ama Amerikan futbolu için genelde şöyle oluyor; üniversite takımlarının profesyonel lig için ayrıca takımı oluyor. Örneğin bu sene Koç Üniversitesi Avrupa ligine seçildi. Türkiye’nin bence bundan haberi yok. Ayrıca İstanbul Rams diye bir takım var ve EFL’e yani Avrupa Ligine katılacak seviyede bir takım. Dışarıdan çok sayıda oyuncu da aldılar. Hatta Amerikalı bir koçları da var. Yani aslında geliştirmeye çalışan çok fazla insan var. Ama dediğim gibi en büyük problem sponsor desteği. Bu yalnızca tek takıma değil bütün takımlara olması gerekiyor.

Kariyerinde spor alanında yapmak istediklerin neler? Bu alanda hedeflerin var mı?

Yani spor alanında açıkçası eskiden çok daha fazla hedefim vardı ama şu anda çok keyif aldığım için bayrak futbolu oynamaya devam ediyorum. Hakemlikte ise uluslararası hakemlik için IFAF eğitim alıyorum. Bunun için Türkiye’de  8 kişi seçildi, onlardan biri de benim. IFAF hakemi olmak istiyorum. Sonrasında da Avrupa liginde hakem olmak için onun sınavlarına gireceğim. O ciddi zor bir süreç. Şu an Türkiye’de 3 kişi bu sınavı geçip eğitime hak kazandı. Bu sürece girmek ve Amerikan futbolu konusunda kendimi çok geliştirmek, uluslararası maçlar yönetmek istiyorum. Bayrak futbolunda da bu sene gerçekten Koç Rams ile şampiyon olmak istiyorum. Çünkü daha önce şampiyonluğu tatmadım ama bu sene bunu başaracağımızı düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Haberlere Göz Atın

Seçim Demirel: “Sistem Kadınları Futbol Camiasında Barındırmak İstemiyor”

FIFA kokartlı eski bir futbol hakemi olan Seçim Demirel ile Türkiye’de ve…

‘Üç Tarafı Denizlerle Çevrili Bir Ülke Olarak Türkiye Kitesurf’te Olması Gereken Yerden Uzak’

Kitesurf yani uçurtma sörfü, ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen popüler…

Para Karate Başarısıyla Azmin En Güzel Örneklerinden Songül Göksu

Kahramanmaraş merkezli depremlerde, Adıyaman’da enkaz altında üç gün yaşam mücadelesi verdikten sonra…