Wimbledon 2022 öncesi, Rusya’dan ve Belarus’tan sporculara yaptırımlar, ATP ve WTA’in puan vermeme kararı ve turnuvadan beklentilerini tenis yazarı Elif Alper ile konuştuk.

Wimbledon Tenis Turnuvası başlamadan önce aldığı kararlar ile gündem oldu. Rusya’nın Ukrayna işgalinden dolayı Wimbledon yönetimi Rusya’dan ve Belarus’tan sporcuların turnuvada yarışamayacağını açıkladı. Bu kararın ardından WTA ve ATP Wimbledon’da puan verilmeyeceğini duyurdu. Rus sporcu Dzalamidze ise Wimbledon’a katılabilmek için Gürcistan vatandaşlığına geçti.

Verilen tüm bu kararların gölgesinde Wimbledon Ana Tablo mücadeleleri 27 Haziran Pazartesi günü başlayacak. Tek kadınlarda şampiyon ise 9 Temmuz Cumartesi günü oynanacak final mücadelesiyle belli olacak.

Wimbledon Ana Tablo mücadeleleri başlamadan önce biz de SadeceTenis ve Punto içerik üreticisi aynı zamanda TTSB kurucu üyesi Elif Alper’e turnuvaya dair görüşlerini sorduk.

Wimbledon Rusya’dan sporcuların turnuvaya katılamayacağını açıkladı. Bu kararı nasıl
değerlendiriyorsun?

Açıkçası bir savaş söz konusu olduğunda bu hassasiyetler anlaşılır oluyor ancak bu tip kararların varacağı noktalar daha iyi düşünülmeli. Bugüne kadar dünyanın farklı yerlerinde farklı ölçeklerde işgaller, insan haklarına aykırı durumlar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu durumlar karşısında seçici bir tutum sergilendiğinde, ileride de farklı konularda seçici davranılabilme olasılığı doğuyor ve ben bunu tehlikeli buluyorum. Rus ve Belaruslu oyuncuların çoğu kendi ülkelerinde ikamet etmiyorlar ancak aileleri, sevdikleri bu ülkelerde yaşıyor ve bu ülkeler Batı Avrupa tarzı özgürlükçü yönetimlere sahip olan ülkeler değil. Yine de özellikle savaşın ilk günlerinde Rus oyuncuların açık tepkilerine şahit olduk. Rublev’in “no war” mesajları, Anastasia Payvlyuchenkova’nın CNN yayınına çıkıp değerlendirmede bulunması gibi aksiyonlar teniste savaşa dikkatin çekilmesini sağladı. Spor dünyasında birkaç diğer örnekle birlikte Ruslardan en net tepkinin teniste geldiğini düşünüyorum.

Şunu belirtmekte fayda var, bu karar Britanya hükümeti tarafından Wimbledon’a dayatılmış değil. Wimbledon yönetimi, önünde başka alternatifler varken bu kararla ilerlemeyi 2 gerekçeye dayandırıyor: Rusya’nın propagandasını yapmamak ve Rus/Belaruslu oyuncuların güvenliğinden duyulan endişe. Medvedev, Sabalenka, Alexandrova gibi oyuncular çim sezonunda farklı turnuvalara katıldılar ve güvenliklerini tehdit eden herhangi bir durum yaşanmadı. Propaganda konusunda ise, Rublev’in anlattığına göre, oyuncular Wimbledon ile yapılan toplantıda gerekirse bir sözleşme imzalayabileceklerini belirtmişler ve kazanacakları ödül parasını Ukrayna’da insani yardım yapan bir kuruluşa bağışlayabileceklerini, böylece bölgeye spor adına yapılan en büyük yardımın Wimbledon üzerinden gitmesini önermişler ancak bu öneri karşılık bulmamış. Açıkçası ben de bu öneriyi mantıklı ve şık bulmuştum. Tenis bireysel bir spor, ülke isimleri yalnızca istatistiklerde karşımıza çıkıyor, ki şu anda bu sporcular ülke bayrağı altında da yarışmıyorlar.

Wimbledon’ın bu kararı sonrası WTA ve ATP turnuvada puan verilmeyeceğini duyurdu. Bu
oyuncuları nasıl etkileyecek. Osaka katılmayacağını açıkladı örneğin, Osaka’nın kararında
bu durum etkili olmuş mudur? Oyuncular motivasyon bulmakta zorlanacak mı? Ne
düşünüyorsun?

Wimbledon’ın verdiği bu kararı ve tenisin yönetici organları ATP ve WTA’in tepkisini arka arkaya eklediğimizde, istenilen mesajın verilemediği ve yine kimsenin kazanmadığı bir noktaya gelindiğini görüyoruz. Wimbledon’ın kararı sonrasında ATP ve WTA’in puan vermemesiyle birlikte, erkeklerde bir Rus oyuncu dünya 1 numarasına yerleşecek. Puanların kabul edilmemesinden en çok etkilenecek olanlar geçen sene turnuvada başarı elde etmiş isimler olacak. Örneğin geçen senenin finalisti Karolina Pliskova, Wimbledon’dan taşıdığı 1300 puanı kaybedecek ve 2015’ten bu yana ilk defa ilk-10’un dışında kalacak. Naomi Osaka sıralamada yükselmek için puan toplamaya ihtiyaç duyuyor ve Wimbledon’dan puan almayacaksa gitmeyebileceğinden bahsetmişti. Ancak sonrasında çimde antrenmanlara başlasa da, Madrid’den beri kendisini rahatsız eden aşil sakatlığı nedeniyle turnuvadan çekildi. Ancak örneğin Eugenie Bouchard, korumalı sıralama ile turnuvalara katılmak için belirli bir limit olduğunu ve bu hakkını puan vermeyen bir Slam’de harcamak istemediğini belirterek katılmayacağını açıkladı. Yine de katılımcı listelerine baktığımızda puan nedeniyle katılım göstermeyecek pek bir oyuncuya rastlamıyoruz. Sonuç olarak Wimbledon, senenin en prestijli turnuvalarından biri ve puan vermese de ödül parası vermeye devam ediyor.

Milli oyuncu İpek Öz başarılı geçirdiği 2022 sezonunda kariyerindeki ilk Grand Slam deneyimini Roland Garros’ta yaşadı. Wimbledon elemelerinde de oynayan İpek, ilk eleme turunda Özbekistan’dan Abduraimova’ya elendi.

İpek Öz çok başarılı bir sezon geçiriyor. İlk Grand Slam tecrübesini Roland Garros’ta yaşadıktan sonra Wimbledon elemelerine de katıldı. İpek’ten neler beklemeliyiz?

İpek henüz 22 yaşında, gelişimine devam eden bir oyuncu. Özellikle koçu Mert Ertunga’yla çalışmaya başladıktan sonra kariyerinde görülen ivme oldukça ümit verici. Sezona 267 numarada başlamıştı ve 165 numarayı gördü. Oldukça atak ve çeşitli bir oyunu var ve sahip olduğu silahları geliştirmeye de devam ediyor. Onun maçlarını yabancı spikerlerden dinlemek çok eğlenceli çünkü genelde İpek’in “böyle oynamaya devam ederse kısa sürede sıralamada sıçrama yapacağına dair” yorumları oluyor. Ben de doğru bir takvim planlamasıyla İpek’i ilk 100’de görebileceğimize inanıyorum. Wimbledon elemelerinde İpek kariyerinde ilk defa bir çim maçı oynadı. Buna rağmen ilk sete 6-0’lık hızlı bir giriş yapsa da, sonrasında rakibinin deneyimi biraz daha ağır bastı. İpek ağırlıklı olarak ITF turnuvalarında oynasa da, maç kazandıkça sıralaması yükselecek ve sıralaması yükseldikçe daha üst seviyeli turnuvalarda oynama şansı doğacak, bu da daha çok puan demek. Eğer fiziksel, mental ve finansal açıdan sürdürülebilir bir noktada olursa, İpek’in ilk 100’e, hatta ilk 50’ye girebileceğini düşünüyorum. Ancak bu kolay bir yol değil ve zaman vermek, adım adım ilerlemek gerekiyor.

Wimbledon 2022’yi genel olarak baktığında nasıl değerlendirirsin? Swiatek’i yenebilen çıkar mı? Favorilerin kimler?

Iga Swiatek 2022’ye öyle bir damga vurdu ki, bir anda “istikrar yok” denilen kadın tenisinde tek bir favoriden bahseder olduk. Açıkçası Roland Garros’ta Swiatek’in şampiyonluğunu daha garantili görüyordum. Wimbledon ise biraz daha sürprizlere açık olabilir. Bu sene Swiatek’i çimde izleme fırsatımız olmadı ancak geçen sene Wimbledon’da 4.turu görmüş, Ons Jabeur’e yenilmişti. 2018’de ise Swiatek’in Junior Wimbledon şampiyonu olduğunu hatırlatmakta fayda var. Geçen seneden bu yana çeşitlendirdiği oyunu ve kurduğu dominasyon ile Swiatek, yine en büyük şampiyonluk adayı gibi duruyor. Geçen sene çimde turnuva kazanan ve Wimbledon’da çeyrek final gören Ons Jabeur, bu sene Eastbourne’de Serena Williams’ın çiftler partneri olarak korta çıktı ve Serena’yı bile şaşırtan puanlara imza attı. Eğer diz sakatlığı ciddi değilse Jabeur de burada favorilerden biri olacaktır, ancak aynı iddiayla gittiği Roland Garros’ta ilk turda elendiğini hatırlatmakta fayda var. 7 kez şampiyon Serena Williams, gözardı edilemeyecek isimlerinden biri. Geçen sene ilk tur maçında kayarak sakatlandığı Wimbledon’dan bu yana tenis oynamasa da, uyguladığı derinlik ve güç Serena’nın oyununu farklı ve etkili kılmaya devam ediyor. Serena için kuranın çok önemli olacağını düşünüyorum, iyi kurayla 2.haftayı görebilir. 2019 şampiyonu Simona Halep, sakatlık sonrası yeni koçuyla Wimbledon’a dönüş yapacak. Geçen sene Wimbledon’da 4.tur gören genç isimlerden Emma Raducanu bir Slam şampiyonu, Coco Gauff ise Slam finalisti olarak dönüyor. Son olarak mükemmel bir çim sezonu geçiren, Nottingham ve Birmingham’da şampiyon olup Eastbourne’de de yoluna devam eden Beatriz Haddad Maia, Wimbledon’da üst turlarda göreceğimize şaşırmayacağımız isimlerden biri.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir