Türkiye son yıllarda yüzmede çok başarılı genç sporcular çıkarmayı başardı. Merve Tuncel de branşın en önemli temsilcilerinden birisi oldu ve olmayı sürdürüyor. Gençlerde gelen üst üste madalyaların yanı sıra Türkiye’nin Avrupa Yüzme Şampiyonası’ndaki ilk madalyası da yine bronz madalya ile Merve’den gelmişti. 

Merve Tuncel ile kariyerini, başarılarını ve Olimpiyatlara hazırlık sürecini konuştuk. 

Esra Önen ve Merve Tuncel

Anladığım kadarıyla siz çok röportaj veren birisi değilsiniz. Araştırma yaparken hakkınızda çok fazla bilgiye ulaşamadım. O yüzden okuyucularda sizi daha iyi tanıyabilmesi için ilk olarak biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Yüzmeye nasıl başladınız? 

Ben yüzmeye 4 yaşında başladım. Suyu çok seviyormuşum zaten. Biraz hiperaktif bir çocuk olduğumdan dolayı annem de enerjimi harcamam için beni yüzmeye başlatmış. Çok kısa sürede yüzmeyi öğrenmişim. Altyapıya geçip orada 4 yüzme stilini öğrendikten sonra yetenekli olduğumu, suya diğer arkadaşlarımdan daha yatkın olduğumu fark etmişler. Ben de ilk olarak yüzmeye Yenimahalle Belediyesi’nde başlamış oldum. Lisanslı katıldığım ilk yarışta Ankara üçüncüsü olmuştum. Daha sonra 2015’te Ankara TOHM (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi)’da çalışmaya başladım. Yaklaşık 9 sene kadar Gjon’la antrenman yaptık ama bu sene yollarımızı ayırdık. Şu anda Aykut Çelik ile beraber çalışıyoruz. Olimpiyat sürecine Aykut hocamla hazırlanıyorum. Ankara’da da Esra (Önen) abla antrenmanlarıma yardımcı oluyor. 

Merve Tuncel 2021 Avrupa Gençler Şampiyonası’nda 800metre ve 1500metre serbest mücadelesinde Avrupa Gençler rekoru kırmış ve şampiyonayı üç altın madalya ile tamamlamıştı. Merve, 2022-2023 Avrupa ve Dünya Gençler Şampiyonaları’nda da aldığı altın madalyaların yanı sıra 2022 Avrupa Büyükler Şampiyonası’nda 800metre’de üçüncü oldu ve şampiyona tarihinde madalya kazanan ilk Türkiye kadın sporu olarak tarihe geçti. 

Yüzme branşını aslında sizden gelen başarılarla daha çok duymaya başladık.  Bu kadar büyük başarıların gelmesinin altında yatan şey nedir? 

Çok yoğun bir çalışma temposu içerisindeyiz. Antrenmanlarımız gerçekten çok ağır ve programımız çok yoğun bir şekilde ilerliyor. Benim şu anda haftada 11 yüzme antrenmanım var. Hepsi 8km’den aşağı olmuyor, genelde 8km yüzüyorum. Bunun yanı sıra haftanın her günü antrenman çıkışı kara antrenmanlarım oluyor. Yani haftada yaklaşık 17-18 tane antrenmanım oluyor. Bu şekilde yoğun temponun içinde yüksek verimlilikte antrenman yapmaya çalışıyoruz. Olimpiyatlar da yaklaştığı için tempo iyice arttı, o yüzden biraz zorlayıcı oluyor. 

Merve Tuncel ve Deniz Ertan

Yüzmede artan başarı ivmesi yakalandı.  Genç yüzücülerin başarılarını sıklıkla duyar olduk. Sizce neler doğru yapıldı? Böyle başarılı bir jenerasyon oluşturabilmek için hangi adımlar atıldı?

Federasyonumuz kamplar konusunda ya da diğer ihtiyaçlarımız konusunda bize destek oluyor. Federasyonumuzun desteği sayesinde başarılarımızın arttığını düşünüyorum. Bir de bu TOHM projesinden kaynaklı. Türkiye’de iyi bir olimpik havuz tesisi az olduğu için TOHM projeleriyle beraber olimpik havuz sayıları da artmaya başladı. Bu olimpik havuzlarla beraber de performanslar etkilendi. 

Merve, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları açılış seremonisinde Türkiye bayrağını taşıyan sporculardan bir tanesiydi. Merve, Paris 2024 için de kota alabilmek adına çalışmalarını sürdürüyor. 

2024 Olimpiyat Oyunları senesi. Pek çok sporcunun bütün odağı Olimpiyat Oyunları. Sizin hazırlıklarını nasıl gidiyor? 

Şu anda Ankara’dayım ama önümüzdeki hafta Erzurum’a yükselti kampına çıkacağız. Antrenmanlarımız yükseltide aynı şekilde devam ediyor ama yükseltide oksijen seviyemiz düştüğü için daha zorlayıcı oluyor. Sonrasında deniz seviyesine inince daha iyi bir şekilde yüzmeye başlıyoruz. Performansımız artıyor. Olimpiyat yaklaşıkça yükselti kamplarımız artıyor. Belirli illerde daha farklı kamplarımız oluyor. Genelde hep Olimpiyat barajı alma yarışlarımıza yönelik hazırlanıp o yarışlara göre kamp yapıyoruz. Hazırlık sürecime yönelik diyetimi de yapıyorum. Kota için ilk yarışımız 2-4 Mayıs’ta Edirne’de olacak. Ondan sonra bir de 17-18 Mayıs’ta Yunanistan’da bir yarışımız var. 

Tüm sporcular için tabii ki ilk hedef kotayı almak. Ama sizin kotayı alacağınızı ve ikinci kez Olimpiyat Oyunları’nda yarışacağınızı düşünüyorum. Kotayı aldıktan sonraki hedef ne olacak? 

Yüzme branşında şu an ülkemizde herhangi bir final görmüş sporcumuz yok. Dolasıyla herkesin olduğu gibi, eğer kota alırsam, ilk hedefim finale çıkmak olacak. Madalya şu an uçuk bir hayal gibi geliyor ama final olmayacak bir hedef değil. 

Tokyo 2020’de ilk kez Olimpiyat tecrübesi yaşadınız. Oradaki deneyimleriniz nasıldı? 

Tokyo’ya Türkiye kafilesindeki katılan en genç sporcu bendim. Açılış seremonisinde de bayrağı ben taşımıştım. Çok farklı bir deneyimdi. Gerçekten anlatılabilecek bir duygu, his değil. ‘Ben ne yapıyorum ya’ oluyordum. Çünkü benden önce yakından takip ettiğimiz büyük sporcular taşımıştı. 2020’de de bu bayrağı ben taşıyıp açılış seremonisinde ülkemizi temsil etmek gerçekten çok onur vericiydi. Şimdi umarım 2024’te aynı şekilde Olimpiyatlara katılıp, bu sefer bayrak taşımasam bile, yine o açılış seremonisinde olmak istiyorum. 

İlk olimpiyat tecrübenizin bugüne yansımaları nasıl? 

Olimpiyat gerçekten çok farklı bir tecrübe. Çünkü yarışa girmeden önce, takip ettiğimiz, idol olarak gördüğünüz tüm sporcular beraber aynı son çağrı odasında bekliyorsunuz. Sağınıza bakıyorsunuz takip ettiğiniz bir sporcu solunuza bakıyorsunuz başka bir sporcu. Dünya rekortmenleriyle beraber aynı havuzda yüzmek gerçekten çok büyük bir tecrübe oldu. Özellikle 15-16 yaşındaki bir sporcu için. Çok büyük bir deneyimdi. Olimpiyatlar’da ilk 400metre serbest yarışım vardı. Stres kontrolümü yapamadım, elim ayağıma dolaştı, ne yaptığımı bilemedim. Ama daha sonra 800-1500m serbest yarışlarımda daha tecrübeli bir şekilde girdiğim için o duygu kontrolünü daha iyi yapabildim. Yani aynı Olimpiyat içinde bile bir yarışa girdikten sonra diğer yarışlarım daha kontrol edilebilir geçmişti. 

Avrupa Şampiyonası’nda tarihi bir başarı elde etmeyi başardınız. Ama Olimpiyatlar biraz daha farklı olacaktır. Özellikle ABD’li sporcuların devreye girmesiyle seviye daha farklılaşıyor. 

Amerikalıların spora bakışıyla ülkemizdeki spora bakış kıyaslanabilecek bir seviyede değil. Özellikle yüzme ve eğitim kısmını onlar gayet orantılı bir şekilde götürebilirken ülkemizde maalesef bu pek olmuyor. Bizde birinden birini tercih etmek gerekiyor. Dolasıyla bu kişinin tercihine bağlı olarak da değişebiliyor. Mesela b 8.sınıftayken ‘Merve liseye geçiş sınavına mı çalışmak istiyorsun yoksa yüzmeye mi devam etmek istiyorsun?’ diye sormuşlardı. Ben yüzmeyle devam edeceğim için derslerimi biraz daha geri planda bırakmıştım. Aynı şey üniversite sınavı içinde geçerli. Yetenekli sporcuların kaybolmasının en önemli sebeplerinden biri de bu sınavlara hazırlanırken sporcuların yüzmeyi bırakmak zorunda olması. Çünkü okuldaki yoğun tempoyla spordaki yoğun tempo maalesef aynı anda gidemiyor. Dolasıyla bu tempoyu ayarlamak ülkemizde zorlayıcı olduğu için sporcuların sporu bırakmasına sebep oluyor. Amerika mesela bir yarışınız varsa bunu siz yazılı bir şekilde bildiriyorsunuz, üniversite de ‘senin sınavını sen geldikten sonraki hafta yaparız’ diyebiliyor. Ama Türkiye’de antrenmandan dolayı geç kaldım diyorsunuz kimse umursamıyor. Notunun değerlendirmesini diğer öğrencilerle aynı yapıyor. Veya ödev teslim tarihinde biraz daha tölere sağlayıp sana yardımcı olmuyor. Dolasıyla diğer ülkelerle kıyaslayınca bu durum ülkemizde biraz sıkıntı yaratıyor. 

Merve Tuncel ABD’de bulunan Louisville Üniversitesi’nden burs almayı başardı. Merve Olimpiyatlardan sonra eğitimini ve yüzme hayatını Louisville Üniversitesi’nde sürdürecek. 

Siz de ABD’den burs aldınız ve gelecek sene gideceksiniz. Bundan biraz bahsetmek ister misiniz? 

Önümüzdeki sene Olimpiyatlardan sonra Ağustos ayında üniversite için Amerika’ya gideceğim. Louisville Üniversitesinden kabul aldım. Orada yüzmemin daha iyi etkileneceğiniz düşünüyorum. Çünkü orada sporun fiziksel kadar psikolojik yönüyle de çok ilgileniyorlar. Dolasıyla gerçekten orada spor çok farklı görülüyor. Bu sporculara da çok farklı yansıyor. Size değer verildiğini hissettiğiniz için sizin performansınız da olumlu etkileniyor. Heyecanlıyım gitmek için. 

Son olarak eklemek istediğini şeyler var mı?

Ben sponsorlarıma teşekkür etmek istiyorum. Bu Olimpiyat sürecinde bana destek olan başta Abdi İbrahim, Nike, Türkiye İş Bankası TMOK ve Enka Spor Kulübüne bana desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Ayrıca Federasyon başkanımıza da benimle özel olarak ilgilendiği için çok teşekkür ederim. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Haberlere Göz Atın

Tuğçe Bölükbaşı: Ankaragücü’nün hak ettiği yer Sultanlar Ligi

MKE Ankaragücü Voleybol Takımı Başantrenörü Tuğçe Bölükbaşı, “1’inci Lig’den Sultanlar Ligi’ne çıkmak…

Arkadaşını Al Gel: Skoruna Değil Sporuna

Arkadaşınıalgel, hiç futbol deneyimi olmayan kadınlarla halı saha maçı yapmayı hedefleyen keyifli bir…

‘Bir kadın olarak buz hokeyi yapmanın en zor tarafı ön yargılar’: U18 ve A Milli Kadın Buz Hokeyi Takımı Yardımcı Antrenörü Merve Tunalı ile Türkiye’de Buz Hokeyinin Geleceğini Konuştuk

Popüler spor branşlarının gölgesindeki buz hokeyi, Türkiye’de umut vaat eden ilerlemeler kaydediyor.…

‘Üç Tarafı Denizlerle Çevrili Bir Ülke Olarak Türkiye Kitesurf’te Olması Gereken Yerden Uzak’

Kitesurf yani uçurtma sörfü, ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen popüler…