En büyük uluslararası açık su yüzme serisi Oceanman’deyken bir yüzücünün methini duydum. Önceden tanıdığım başarılı bir isim. Ama hikayesinin ayrıntılarını ilk kez duymuştum. Ben bu hikayeyi yazmalıyım dedim. Raha Akhavan, İranlı yüzücü. Aynı zamanda çok başarılı bir akademik kariyerin sahibi. İran’ın en iyi mühendislik üniversitesi olan Sharif Teknoloji Üniversitesi endüstri mühendisliğinden 2001 yılında mezun oldu. North Carolina State Üniversitesi’nde endüstri ve sistem mühendisliği üzerine yüksek lisans yaptı. Yine aynı üniversite ve bölümden doktorasını 2011 yılında aldı. 2016 yılından beri Sabancı Üniversitesi’nde  çalışıyor. Aynı zamanda Catalina Kanalı’nı geçen ilk İranlı kadın.

Raha Akhavan’ın hayatına geçmeden önce Catalina Kanalı’na bakalım.

Catalina Kanalı’nı Geçen İlk İranlı Kadın

Catalina Kanalı, dünyanın tarihsel olarak en önemli ve popüler yüzme maratonlarından birisidir. Aynı zamanda açık su yüzmede tamamlaması zor Triple Crown ve Oceans Seven’ın parçasıdır.

Solo geçiş, hedefin diğer taraftaki karaya ulaşmak olduğu bireysel bir meydan okumadır, Everest Dağı’na tırmanmaya benzer. Yüzücü başkalarıyla rekabet etmez, buradaki meydan okuma daha çok yüzmeyi başarıyla bitirmektir ve bunu yapmak için zorunlu bir zaman sınırı yoktur.

Catalina Kanalı (teknik olarak San Pedro Kanalı), Santa Catalina Adası’nı Güney Kaliforniya anakarasından ayırır. Kanal boyunca minimum mesafe  19,6 mil (31.6 km)’dir. Yüzücüler genelde Doctor’s Cove’daki plajdan başlar ve 20 mil yüzerler.

Catalina’yı Geçmek Neden Zor?

Catalina Kanalı yüzmenin başlıca zorlukları şunlardır: uzun mesafe (21 mil veya daha fazla),  hipotermiye neden olabilen düşük su sıcaklıkları (bazı noktalarda 55 derece F kadar düşük), dalgalar ve sert deniz koşulları nedeniyle deniz tutması , geçişin gece yarısı başlaması ve karanlıkta yüzme, geçiş süresini %50’ye kadar uzatabilecek öngörülemeyen akıntılar.

Yüzme, Santa Catalina Adası’ndan başlar ve Long Beach, CA’da veya yakınında biter. Yüzücüye her zaman bir tekne ve mürettebatın yanı sıra bir kanocu eşlik eder. Yüzücüye sindirimine, metabolizmasına, ayrıca su sıcaklığına ve diğer faktörlere bağlı olarak  her saat veya yarım saatte bir karbonhidrat içecekleri verilir.

Hazırlıklar ve Geçiş

“Bu geçiş için 2 yıldan uzun süredir çalışıyorum. Hem havuz hem de deniz antrenmanları yaptım. Denizde  Suadiye, Şaşkınbakkal, Caddebostan, Kalamış hattında yüzdüm. Kar yağdığında bile soğuğa karşı direncimi artırmak için deniz antrenmanlarına devam ettim. “

“Catalina Kanalı geçişinde tam 34 kilometre yüzdüm. 15 saat sürdü. Su sıcaklığı 14.5 ile 17 derece arasında değişiyordu. Bu da suyun normalden daha soğuk olduğu anlamına geliyor. Deniz çok dalgalıydı. Hava şartları daha iyi olduğu için geçişe gece başladım ve geçişin yarısı karanlıkta devam etti. Geçiş için antrenmanlarımı Türkiye’de yaptım. Teknik çalışmalar için Sidney Olimpiyatlar’ına katılmış eski milli yüzücü Hakan Kiper ile, açık su için bana online antrenman yaptıran açık suda çok tanınmış bir yüzücü olan Meksikalı antrenör  Nora Toledano ve fitness için Emre Çeçen ile çalıştım. “

“Okuma yazmadan önce yüzmeyi öğrendim.”

“California – San Francisco’da doğdum.  Ben 3 aylıkken  Tahran’a döndük. İran’da büyüdüm, üniversiteyi de orada bitirdim. Okuma yazmadan önce yüzmeyi öğrendim. 5-6 yaşlarındayken yazın verilen yüzme derslerine katıldım. Sudayken hep çok mutluydum. Yaşadığımız binanın küçük bir yüzme havuzu vardı. Komşularımızla beraber yüzerdik. Suya ilk giren ve son çıkan ben olurdum. Ortaokuldayken üniversite sınavına hazırlanmak için yüzmeyi bıraktım. Üniversiteye başladığımda oryantasyonda doldurduğum belgeye ilgi alanlarım arasında yüzmeyi de yazmıştım. Birkaç gün sonra beni üniversitenin yüzme takımından aradılar. Çok uzun zamandır yüzmüyordum. Takımın antrenörü takımda bir kişilik yer olduğunu, yarışlara katılamayacağımı ama yedek sporcu olacağımı söyledi. Takımla beraber antrenman yapmaya başladım. Hızla geliştim. Takımda milli yüzücüler ve bölge şampiyonları vardı. Onlardan çok şey öğrendim. “

“Hayallerimi bir kez daha ertelemek zorunda kaldım.”

“25 yaşımdayken Amerika’ya taşındım, yüksek lisansa başladım. Amerika’da yüzme takımlarına girmek çok zordur. Takıma girmem mümkün olmadı. İran’da cankurtaranlık belgesi almıştım, North Carolina State Üniversitesi havuzunda cankurtaranlık yapmaya başladım.  Doktoramı da orada yaptım. Doktorayı tamamladıktan sonra Arizona’da işe başladım. Orada triatlerle tanıştım. Ben de triatlon yapmak istedim ve çalışmalara başladım. Yarışmalara katılmak üzere hazırlanırken babam vefat etti. Tekrar İran’a dönmem gerekti ve hayallerimi bir kez daha ertelemek zorunda kaldım. “

“İşte yapmak istediğim şey bu!”

“2009’a Kolombiya’da bir üniversitede yardımcı doçent olarak iş buldum ve oraya taşındım. Üniversitenin güzel bir havuzu vardı. Kendi kendime antrenman yapmaya başladım. Bir triatlon kulübüyle anlaştım ve triatlon yarışlarına katılma hayallerime yaklaştım. Kolombiya’da triatlon yarışlarının yüzme etabı havuzda yapılıyordu. Bir kez denizde yarışma şansım oldu. Karayiplerde adalar arasında yüzdüm. Bu benim ilk açık su deneyimimdi. Açık suda yarışınca “İşte yapmak istediğim şey bu!” dedim. Kolombiya’da açık su organizasyonları olmadığı için bunun ayrı bir branş olduğunu bilmiyordum. “

“6 kilometrelik bu yarış bana çok kısa geldi, daha uzun yüzmek istedim.”, “Çevremdekiler beni Manş Denizi’ni geçebileceğime dair cesaretlendirdi.”

“2016’da ailesel sebeplerle ve merakım da olduğu için İran’a yakın olan Türkiye’ye geldim. Sabancı Üniversitesi’nde doçent olarak çalışmaya başladım. Şimdi ise profesör olarak Sabancı Üniversitesi’nde devam ediyorum.  Türkiyedeyken Samsung Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışı’nı duydum. Bu yarış hakkında araştırma yaptım ve katılmaya karar verdim. Sabancı Üniversitesi’nin havuzu yoktu. Sabancı’ya yakın bir otelin havuzunda çalıştım. Antrenörüm yoktu ve Türkiye’de yüzücü kimseyi tanımıyordum. İstanbul Boğazı’nın akıntısı beni korkutuyordu. Her gün antrenman yapıyordum ama bunun hakkında düşünmeden duramıyordum. Ama yapmak için kararlıydım. Gittiğim her yerde yüzmeyi sevdiğimi ve Boğaz Yarışı’na katılacağımı söylüyordum. Çünkü açık su yüzmeye dair bir oluşumun olduğuna emindim ama henüz tanışmamıştım. Sonunda Emre Seven ile tanıştım. O da Manş geçişi için hazırlanıyordu. Denizde antrenman yapıyordu. Beraber antrenman yapabileceğimizi söyledi. 2017’nin haziranıydı, antrenmana başladık. Yarım saat sonra kendimi çok yorgun hissettim. O kadar yorulmuştum ki eve kadar arabayı bile kullanamadım. Bu ilk antrenman benim için büyük şoktu. Sonraki günlerde çalışmaya devam ettik. Gün geçtikçe geliştim.  Emre Seven bana Boğaz Yarışı hakkında da çok yardımcı oldu. Sonunda yarış günü geldi. Çok fazla korkuyordum ama öğrendiklerimi uyguladım. Yarış çok eğlenceliydi. 6 kilometrelik bu yarış bana çok kısa geldi, daha uzun yüzmek istedim. Bundan sonrasında pek çok yarışmaya katıldım. Daha uzun mesafelerde yarıştım. Her kaynaktan bilgi almaya çalıştım. Çevremdekiler beni Manş Denizi’ni geçebileceğime dair cesaretlendirdi. Manş Denizi için kayıt yaptım. Ancak araya pandemi girdi. Planlarımı değiştirdim. Böylelikle Catalina Kanalı’nı geçtim. Bunu başaran ilk İranlı kadın oldum. “

Yüzmeye nasıl başladın? İran’da yüzmenin durumu nasıl?

“Yüzme İran’da popüler bir spor. Yüzmenin İran’daki popülerliği Türkiye’dekine göre daha yüksek. İran’da maddi durumu yeten herkes çocuklarını yüzmeye gönderiyor. Halka açık havuzların sayısı yüksek. Özel havuzlar da var. Havuzlar genelde kadınlar ve erkekler için farklı kullanım saatlerine sahip. Ancak kadınlar, mayo giymek hükümetin kurallarına uymadığı için uluslararası yarışmalara katılamıyorlar. Açık su yüzme ise İran’da hem erkek hem kadınlarda popüler değil. “

Kaç ülke değiştirdin? Dil ve kültür engeli olduğu halde bunu yaparken motivasyonun neydi? Akademi odaklı mıydın yoksa yüzme mi?

“Amerika’da doğdum, kısa süre sonra İran’a döndüm. Amerika’da doğduğum için Amerikan vatandaşlığım var. Ailem İranlı olduğundan ve İran’da büyüdüğümden kendimi İranlı olarak tanımlıyorum. Tabi ki Amerika pasaportu ülke değiştirirken bana çok yardımcı oldu. 2003’te yüksek lisans ve doktora için Amerika’ya döndüm. Doktoradan sonra 3 sene Arizona’da kaldım. 2008’de Kolombiya’da bir üniversiteden teklif geldi. Bu yaşta bunu kabul etmezsem sonrasında Güney Amerika’yı keşfetme şansı bulamam diye düşündüm. Bilirsiniz insanların yaşı arttıkça değişiklik yapmaları zorlaşıyor. Annem beni bu konuda çok cesaretlendirdi.   Kolombiya’nın İran ve Kuzey Amerika’dan farklı olan kültürünü sevdim. Kolombiya’nın farklı dili ve kültürüne olan merakım teklifi kabul etmemde etkili oldu. Üstesinden gelebileceğime inandım. Bu hayatımın en heyecanlı kısımlarından biriydi. Hiç bilmediğim Kolombiya’yı görmekle kalmadım Güney Amerika’nın neredeyse her yerini gezdim. Arjantin, Şili, Peru, Bolivya, Brezilya, Orta Amerika, Meksika, Ekvador, Porto Riko, Kosta Rika, Nikaragua… Yani neredeyse tüm Güney Amerika ülkelerini ziyaret etme şansı buldum. İspanyolca öğrendim ve bu Güney Amerika seyahatimde bana çok kolaylık sağladı. Dünyanın bu kısmını keşfetme şansını kendime verdiğim için  çok şanslı ve mutlu hissediyorum. Kuzey ve Güney Amerika’yı olukça iyi tanıdıktan sonra kendi evime, aileme ve kültürüme daha yakın olmak istedim. Türkiye bana iyi bir seçenek olarak gözüktü. Türkiye’de yüzeceğimi pek düşünmemiştim. Ama burada açık su yüzücüsü oldum. İstanbul’a daha önce birkaç kez gelmiştim. 2014’ün sonunda İstanbul’a bir haftalığına üniversitelerle görüşmek için geldim. Sabancı, Koç, Özyeğin gibi üniversitelerle görüştüm. Bu sefer İstanbul’a orada yaşamak isteyen birinin gözleriyle bakıyordum. Türkiye’deki özel üniversitelerin sistemleri Amerikan üniversitelerine oldukça benziyor. Bu bana oldukça tanıdık hissettirdi. Güzel teklifler aldım ve Sabancı Üniversitesi’nin teklifini kabul ettim. 2016’da Türkiye’ye taşındım. Buraya gelmemin beni açık suyla tanıştıracağını ve şu an anlattığım hikayeyi ortaya çıkaracağını tahmin edemezdim. “

Zor geçişler yaptın, nasıl karar verdin?

“Zor geçişler yaptım. Bunlar birbirlerinin ardı ardına geldi ve birbirlerinin var olmalarını sağladı. 2017’de yaptığım İstanbul Boğazı benim ilk geçişimdi. Ve İstanbul Boğazı’ndan daha fazlasını yapabilecek antrenmana sahip olduğumu fark ettim. İçimde bu güç vardı ve daha fazlasını yapabilirdim. 5 km ve 10 km yarışlarına katıldım. Birkaç defa bu yarışlara katıldıktan sonra daha üst seviyesini yapamam diye düşünürken bir grupla tanıştım.  Manş ve Kuzey Kanalı geçişlerini yaptığımız Deniz Kayadelen, Emre Deliveli ve Yasemin Bagana ile takım geçişleri yaptık, antrenörümüz ise Kamil Resa Alsaran’dı. Onlardan çok şey öğrendim. Takım geçişlerinden sonra benim için bir solo geçiş yapmanın zamanının geldiğine karar verdim. Manş için kayıt yaptım, İngiltere Türkiye’yi kırmızı listeye aldığından geçişi gerçekleştiremedim. Manş yerine Catalina Kanalı geçişini yaptım. Önümüzdeki yaz Manş geçişini yapmak istiyorum. Kısaca bu noktaya gelmem ve kararları vermem adım adım gerçekleşti. “

Hayatında dönüm noktası diyebileceğin şeyler yaşadın mı?

“Amerika’ya gitmeye karar vermem bir dönüm noktasıydı. Kolombiya’ya taşınmam da büyük bir dönüm noktası oldu. İyi bir işi ve maaşı arkamda bırakarak ekonomik durumu iyi olmayan Kolombiya’ya taşındım. Yüzme açısından bakacak olursak Türkiye’ye gelişim en büyük dönüm noktası oldu. Buraya gelmemle Türk açık su yüzücüleri ile tanışmam önemliydi. Benim onlara verdiğim bir şey olmadığı halde onlar bana tüm desteklerini verdi. Beni cesaretlendirdiler. Türkiye’de tanıştığım her bir yüzücüden pozitif enerji, destek ve motivasyon aldım. Bunlarla beraber yüzmeyi ciddi bir kariyer olarak görmeye başladım. Hep yüzerdim ama kısa mesafelerdi ve sağlık içindi. Bu kadar ciddi değildi. Türkiye’deki açık su yüzücüleri beni gerçekten çok destekledi. Pandemide her yer kapalı olduğunda bile Kartal’da bir havuz lisanslı master yüzücüleri için kapılarını açtı. Bunu duyan bir açık su yüzücüsü bana haber verdi ve benim büyük hedeflerim olduğunu, gelip antrenman yapmamı söyledi. Denizde de antrenman yaptık ama musilaj sorunu oldu. Ama her zaman bir seçenek bulundu. Çok fazla destek aldım. Türkiye’deki açık su yüzücülerine tarif edemeyeceğim kadar teşekkür ederim. “

Geçmişe dair değiştirmek istediğin şeyler var mı?

“Hayatımla çok mutluyum. Yaşadığım şeyler planlı değildi. Her fırsatı kucakladım. Örneğin Türkiye’ye gelişim tamamen akademik odaklıydı. Sabancı Üniversitesi’nde çalışmak ve aileme yakın olmak için geldim. Yüzmek radarımda bile değildi. Ama açık su yüzmeyle tanıştım ve hayatım sonsuza kadar değişti. Şimdi yüzme benim için akademik kariyerim kadar önemli ve buna aynı şekilde zaman ayırıyorum. Geçmişle ilgili bir şeyi değiştirmek istemem. Belki yaşım küçükken bir kulüpte yüzüp daha hızlı bir yüzücü olmayı isterdim. Ama belki de bunun için doğru zaman değildi. Belki de doğru zaman şimdi. Çünkü çocukluğunda ve gençliğinde çok iyi olan profesyonel yüzücülerle tanıştım. Onlar yüzmekten ve yarışmaktan bıktılar ve bıraktılar. Belki benim için kader yüzmeyi geç yakalamaktı,  geç yaşlarda yüzmeye tekrar başlamaktı. Yüzmenin değerini farklı gözlerle görmekti, yarışmacı genç elit bir yüzücünün gözleriyle değil. “

Çok güçlü, zeki ve cesur bir kadınsın. Bu psikolojik güce nasıl ulaştın?

“Her şey birbirinin yaşanmasını sağladı.  Hayatımda yaşadığım ilk zorluk üniversite giriş sınavıydı. Disiplinin ve sıkı çalışmanın değerini öğrendim. Sıkı ve planlı çalışmam üniversite sınavında iyi bir sonuç almamı sağladı. Mühendislik alanında İran’ın en iyi üniversitesine girdim. Girmesi en zor üniversitedeydi ve orada okumak benim hedefimdi. Bu bana önemli bir ders verdi. Çok çalışırsan , kendine hedef koyarsan, büyük düşünürsen, tüm bunlar için gerçekten sıkı çalışırsan başarırsın. Aldığım bu ders hayatım boyu benleydi. Catalina’yı geçerken bile bunu düşündüm. “Yapabilirsin çünkü 18 yaşındayken de yaptın.” dedim. Üniversite mezuniyetimden sonra fabrikada çalışırken tek kadındım. Beraber çalıştığım 600 erkek vardı. Burada mücadele ve yarışma ortamıyla başa çıkmayı öğrendim. O ortamda kadın olmak zordu. Bu da başka büyük bir dersti. Amerika’ya gidişimle evimden çok farklı bir çevrede, farklı bir dil, farklı bir kültürde hayatta kalmaya çalışmak bana dirençli ve dayanıklı olmayı öğretti. Büyük düşünmeyi ve sıkı çalışmayı hatırladım. Hayalime ulaşamasam bile o şekilde çok çalışmak ve hayalimi takip etmek ne olursa olsun bana çok büyük keyif verdi.  Akademik kariyerim, spor ve özel hayatım, hepsinden keyif aldım. Kolombiya’ya taşınmamla her şeye sıfırdan başladım. Yaşım fark etmeksizin her zaman baştan başlayabileceğimi öğrendim. Yeter ki içimde istek olsun. Türkiye’ye taşındığımda çok zorlanmadım. Kendi kültürüme ve aileme yakındım. Üstelik Türkçe’yle anadilimin ortak kelimeleri vardı. Yüzmeye gelirsek… Açık suya başladığımda nasıl yapılacağına dair bilgim yoktu. Ama ben bir şeye sıfırdan nasıl başlanacağını biliyordum. Hayal etmeyi plan yapmayı ve  onu gerçekleştirmeyi biliyordum. Bakacak olursak benim hayatım hep tekrarlarla doluydu. Hep hayal ettim, plan yaptım ve başardım. Bunu yaparken de çok zevk aldım. Zevk veren şey amaca ulaşmak değil, amaca giden yolu yürümekti.   “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Haberlere Göz Atın

Busenaz Sürmeneli: ‘Şampiyon Bir Sporcu Olarak Anılmak İstiyorum’

Türkiye son yıllarda, gelecekte büyük işler vadeden çok fazla genç boksörler çıkarmayı…

‘Üç Tarafı Denizlerle Çevrili Bir Ülke Olarak Türkiye Kitesurf’te Olması Gereken Yerden Uzak’

Kitesurf yani uçurtma sörfü, ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen popüler…

‘Erkeklerle antrenman yapmaktan çok keyif aldım, her defasında ‘atamayacaksın’ dedikleri golleri atmak benim çok hoşuma gidiyor’

Türkiye’de buz hokeyi geri planda kalan bir spor olsa da kendi çabaları…