Tüm spor branşlarında her geçen gün kadın sporcu sayısı artarken kadın sporcularda yaralanma sayısında da artış görülüyor. Kadın sporcuların yaralanmaları ile ilgili yapılan bazı araştırmalar ise kadın sporcuların erkek sporculara göre daha yüksek oranda yaralanma riskine sahip olduklarını gösteriyor. Bu yüzden kadın sporcular özellikle spor kariyerlerini etkileyecek sakatlıklar yaşamaktan kaygı duyuyorlar.

Uzman Spor Psikoloğu Ayça Aygün’e kadın sporcuların yaralanma kaygılarının neler olduğunu ve bu kaygılarla nasıl başa çıkabileceklerini konuştuk.
Ayça Aygün’e göre kadın sporcuların yaralanma kaygıları şöyle: Uzun süre antrenman yapamama, müsabakalardan uzak kalma, spor kariyerlerinin tehlikeye gireceği korkusu, sakatlık sonrası eski performanslarını gösteremem, tekrar sakatlanma düşüncesi, takım sporcusu kadınlarda takımdaki yerini kaybederek yedek olma endişesi, rakiplerinden geri kalıp sıralamalarda puan olarak geriye düşme, kas kaybı, artistik branş yapanlarda sakatlık dönemindeki fiziksel değişimlerden kaynaklı beden imajı kaygıları. Aygün, kadın sporcuların bunlar haricinde en büyük kaygısının spor kariyerlerini sonlandıracak derecede ciddi bir sakatlık yaşamak olduğunu belirtti.
Uzman Spor Psikoloğu Ayça Aygün “Geçmişte bir sakatlık yaşayıp bırakmış, bir süre ara verdikten sonra tekrar spora geri dönen kadın sporcularda sıkça çalıştığımız bir konu oluyor tekrar yaralanma kaygısı. Geçmişte yaşadıkları travmatik bir deneyim olarak ifade edenler oluyor. Tekrar bunu yaşama ihtimali haliyle çok kaygı verici oluyor” dedi.
Toplumsal cinsiyet rolleri ve yargıları kadın sporcuların yaralanma kaygısına etki ediyor
Toplumsal cinsiyet rolleri ve içinde bulunduğumuz toplumun hatta dünyanın yargıları bu kaygıları olumsuz anlamda besleyen etkenler. Modern Olimpiyat Oyunları’nın ilk yıllarında kadınların katılma hakkı yoktu. Kadınlar narin, zarif, kırılgan, güçsüz, spor yapamaz, her branşı yapamaz olarak nitelendiriliyordu.
Ayça Aygün, bu algılar kadın sporcuların daha fazla sakatlanma korkusu yaşamalarına neden olmuş olabileceğini söyledi. Aygün ayrıca, “Kadın sporcularda sakatlanma risklerinin erkeklere göre daha fazla olduğu düşüncesi ya da belli bir seviyeye gelebilmek, kabul edilebilmek, destek görebilmek için performans anlamında kendilerini daha fazla zorlamaları da sakatlık getirebiliyor. Bunun yanı sıra kadınların sporcu kimlikleri dışında anne, eş gibi toplumsal rolleri de daha ön planda olduğundan sakatlık süreçlerinde bu baskıyı hissedebiliyorlar ve bu durum iyileşme süreçlerini geciktirebiliyor. Bir diğer nokta da sakatlık sonrası geri dönüşlerde erkek sporculara kıyasla yeteri kadar destek görememeleri. Bir sakatlık durumunda destek göremeyeceklerini bildikleri için sakatlık düşüncesi kadın sporcularda daha da korkutucu bir hal alıyor” dedi.

Yaralanma kaygısı kadın sporcuların performansına nasıl etki eder?
Kadın sporcularda yaralanma kaygısı sporcuların performanslarına etki edebiliyor. Uzman psikolog Ayça Aygün’e göre yaralanma kaygısı, kadın sporcuların performansı esnasında konsantrasyon kaybı, dikkat dağınıklığı, odaklanma sorunları yaşamalarına sebep olabiliyor. Maç esnasında hata yapma, yapılması gereken bir hareketin eksik ya da tam yapılamaması sıkça karşılaşılan. Yaralanma kaygısıyla risk almaktan kaçınabiliyorlar. Temaslı dövüş sporlarında agresif oynamaları gerekirken bu kaygıdan kaynaklı pasif dövüşüp hamle yapamadıkları oluyor. Sakatlanacakları bir hareketi tam yapamayıp farklı kas gruplarına yüklendikleri zaman sakatlık riskini daha da arttırabiliyorlar. Yaralanma kaygısıyla performansları esnasında sürekli bir şeylerden kaçtıkça ya da kaçındıkça bu özgüvenlerini de olumsuz yönde etkiliyor.
Ayça Aygün “Burada kısır bir döngü başlıyor aslında sakatlanma kaygısıyla performans gösterememe, gösteremedikçe özgüven kaybı, özgüven kaybı oldukça hareketleri yapamayacağı sakatlanacağı inancı giderek artıyor. Yaralanma kaygısı hem fiziksel hem de mental anlamda kadın sporcuları olumsuz etkiliyor” dedi
Yaralanma kaygısı daha çok hangi yaş grubu kadın sporcularda sıklıkla karşılaşılan bir durum?
Kadın sporcuların yaralanma kaygısı yaş guruplarına göre değişkenlik gösterebiliyor. Bazı yaş gurubundaki kadın sporcular yaralanma kaygısına daha çok sahip oluyor. Uzman Spor Psikoloğu Ayça Aygün çalıştığı sporcularda yaralanma kaygısının daha çok branşa ve deneyime göre değiştiğini belirtti.
Aygün’e göre dönemsel birkaç kırılma mevcut: “Ergenlik dönemine girişte kadın sporcularda sıklıkla sakatlık durumları olduğunu gözlemliyorum. Büyüme ve gelişme çağında vücutlarının değişimiyle birlikte sakatlıklar artıyor. Beyin hızlıca değişen ve gelişen vücuda adapte olamayabiliyor. Boy uzamalarında vücut ve yürüyüşleri dengesizleşiyor. Ayrıca kadın sporcuların ekstra hassas olduğu regl dönemlerinde de ufak sakatlıklar yaşanabiliyor. Bu durum kaygılarını da artırıyor.”
Kadın sporcuların yaralanma kaygılarına ne gibi çözümler getirilebilir?
Kadın sporcuların yaralanma kaygılarına çözüm bulmak oldukça önemli. Böylece sporcular daha güvenli ve daha iyi bir psikolojiyle spor aktivitelerinde bulunabilirler. Uzman Spor Psikoloğu Ayça Aygün’e kadın sporcuların yaralanma kaygılarına dair çözüm önerilerini sorduk.
Ayça Aygün, kadın sporcuların fiziksel, teknik ve taktik performanslarını geliştirmek için sürekli antrenman yaptığını fakat performansın bir diğer elementinin “psikolojik” süreçler olduğunu söyledi. Aygün’e göre kadın sporcuların zihinsel anlamda da belli çalışmalar yapıp, bu durumlarla nasıl baş etmeleri gerektiğini öğrenip bu becerilerini geliştirmeleri gerekiyor.
Ayça Aygün “Spor psikologları olarak hem sporcuların performanslarını geliştirecek zihinde canlandırma, konsantrasyon, nefes ve gevşeme egzersizleri gibi temel spor psikolojisi tekniklerini öğretiyoruz hem de kaygı, özgüven, stres, motivasyon gibi konuları çalışıyoruz. Her sporcunun kaygısının altında farklı bir düşünce ya da duygu yatıyor. Buraları çalışıp fark edebilmek çok önemli. Önce neden bu kaygıyı yaşadığını birlikte anlayıp sonrasında nasıl baş edebilir, bu kaygıyı yönetmek için neler yapabilir? birlikte çalışıyoruz. Tabi ki her kadın sporcunun bizlere ulaşıp destek alma imkanı olmuyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi toplumsal olarak erkek sporcular maddi ve manevi daha çok imkana sahip olduğunu görüyoruz. Kulüpler altyapı okulları, vakıflar, dernekler öncü olup kadın sporculara yönelik destek programları oluşturup, alanında uzman kişilerle sporcuları bir araya getirebilir. Umarım bir farkındalık oluşturup kadın sporcuların hayatlarına dokunabiliriz” dedi.

Bu proje Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmıştır. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla FemSport’a aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.